17 Kasım 2010 Çarşamba

Dünya Dillerinin Sınıflandırılması


2.1. Bükünlü Diller: (Flektiv / Tasrifî):
Bu dil grubunda sözcükler kendi temel anlamlarını muhafaza ederken çeşitli kişilerde, durumlarda ve sözlerde tuttukları yerleri ile ilgili çeşitli şekiller alırlar. Örneğin “İnnomine Patris” (babanın adında). Burada nomine sözcüğü nomen (ad, isim) sözcüğünden gelir, ardına eklenmiş “e” harfi onun “in” prepozisyonu ile ilişkisini gösterir. Patris sözcüğü pater sözcüğünün “ilgi durumundaki” şeklidir. Görüldüğü gibi burada kök sözcük değişmiştir, ancak buna rağmen onu açıkça tanımak mümkündür. Ardından eklenmiş “is” eki ise, buradaki ilgi bağlantısını anlatır.

2.2. Bitişimli Diller (Agglutinativ / İltisakî)
Alman dilinde de “miteinander” gibi birkaç sözcüğün birleştirilerek yazılmadığını görürüz. Ancak bu bitişimlilik hadisesi değildir, çünkü onları “mit ein ander” şeklinde ayrı ayrı yazmak da mümkündür ve bu durumda da onun manasını açıkça anlarız. Bitişimli dillerde ise, ekler birbirinin ardından eklenerek (katılarak, birleşerek) gelir ve Indo-German dillerindeki flektion ögelerinin (edat, zamir vb.) vazifesini yerine getirir. Örneğin, Türk dilinde ev sözcüğünün ardına “im” ekini katarak “evim” (mein Haus) ve çoğul eki “ler” eklemek vesilesi ile “evlerim” (meine Häuser) yapılır. Bu eklerin her birisi bir anlamı gösterir ve aynı zamanda onlar, sağlam ve güçlü kaidelere uygun olarak birbirinin ardından gelir.”[152]
Görüldüğü gibi araştırılması bitişimli dil grubuna ait olan Türk dili ile İndo-German dil grubundan olan Alman dili karşılaştırıldığında bu iki dil grubunun benzer özellikleri ve farklılıkları daha açık anlaşılacaktır. Türk dilinde durumlar, kişiler ve zaman, sağlam kaidelere uygun şekilde sıralı olarak kök sözcüklerin ardına eklenen “ekler” ile gösterilir. Alman ve diğer İndo-German dillerde ise bu durum, kök sözcüklerin önüne, ortasına ve ardına eklenen ekler veya özel edatların yardımı ile gösterilmektedir. Ayrıca Türk dilinde kök sözcükler eklerin katılması ile asla değişmez, ama İndo-German dillerinde, bu durumlarda kök sözcükler değişir. Hatta bazen onları tanımak oldukça zorlaşır.

2.3. Ayrışkan Diller (İsolierende Sprachen/ Hece dilleri)
Bu dillerde sözcükler bükünlü diller gibi değişmez ve bitişimli dillerdeki gibi birbirinin ardından eklenmek suretiyle uzamaz. Bu dillerde sözler birbirinin ardından, takılan ayrı ayrı sözcüklerden, gerçek kök sözcüklerden meydana gelir. Bu dillerin en belirgin örneği Klâsik Çin dilidir. Müteakip bölümlerde, yukarıda gördüğümüz bilimsel esaslara dayanarak Sümer ve Türkmen dilleri arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışacağız. 




Diller
İnsanlık tarihinin büyük bir bölümü boyunca, dillerin dağılımı kesintili ve bölük pörçük olmuş, insan grupları dağıldıkça, diller de birbirinden uzaklaşmış ve çoğalmıştır. Günümüzdeki dil haritasının temelleri, avcılık ve meyve toplama etkinliğini okuma yazma bilinmeyen uzun döneminde atılmış, ama sonraki bin yıllarda gerçekleşen köklü değişiklikler ve büyük göçler sonucunda, yeniden biçimlenmiş ve belirlenmiştir. Yazı sistemlerinin, daha sonrada baskı makinesi ve radyonun bulunmasıyla, insan dili daha önce içinde bulunduğu zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmuştur. Günümüzdeyse, zaten var olan karmaşık iletişim ağlarına uydu ve internet iletişimlerinind eklenmesiyle insan ırkı, ilk kökenlerinden bu yana ilk kez tek bir topluluk halini almaktadır.
Diller Arasındaki İlişki

Günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden biri dilleri altı büyük dil ailesi (ya da büyük benzerlik alanları) halinde ele almaktır. 
Söz konusu ailelerin her biri bir coğrafi bölgeye yayılır ve sözcük dağarcığı bakımından benzerlikler göstermelerinin yanısıra, bazıları dilbilgisi kuralları bakımından da benzeyen bir “dil öbeği” oluştururlar. Aradaki ilişki, İspanyolca ve İtalyanca’da olduğu gibi bazen çok yakın ve açıktır, bazen de uzak bir ikişkidir ve ancak sistemli bir karşılaştırmayla saptanabilir. 
Bu altı alanın dışında kalan dillere “ilintisiz diller” adı verilir; ama bunların bazıları kendi içlerinde daha dar dil aileleri oluştururlar (sözgelimi dravid dili ve ural dili). Bazı uzmanlar da ilintisiz dilleri aslında söz konusu altı dil alanı içinde yer aldıklarını (sözgelimi Japonca ve Korece’nin Altay dilleri ailesinden oluğunu söylenebilir) ileri sürmektedir ama aradaki bağ tam anlamıyla saptanmış değildir.
Dil ailesi teriminin geleneksel olarak kullanılmasına karşın, dillerin bu aileler içinde insan ailesindeki bireyler gibi tek başlarına birer varlıkları olduğunu sanmamak gerekir. İngilizce’nin ne olduğu apaçık birşey gibi görünmektedir ama iki kişinin bildiği İngilizce bile özdeş değildir, hiç bir zaman da olmamıştır. Ayrıca herhangi bir başka dilin İngilizceen ya da İngilizce’nin bir başka dilden bir öge almasını engelleyen bir mekanizma yoktur, İngilizce ve Fransızca yaklaşık bin yıl birbirleriyle rekabet etmişlerdir ama bu süre içinde ikiside öylesine değişikliğe uğramış ve birbirlerinden o kadar çok şey almışlardır ki, tarihleri birbirlerinden ayrılamaz hale gelmiştir. Ayrıca hiç kimse, bu dillerden birinin tarihsel oalrak şu ya da bu yazılı metinle bağdaştığını söyleyemez; çünkü konuşulan dil kesintisiz bir uzanışla çağdaş İngilizceden anglosaksoncaya ve fransızcadan halk Latincesi’ne ulaşmakla kalmamakla, onları da aşarak öteki Hint-Avrupa dillerinin ilkbiçimleriyle ortak bir noktaya varmaktadır. Büyük dil aileleri arasında da bağlar olduğu ve art arda gelen kuşakların gerçekleştirdiği değişiklikler sonucunda bu karşılıklı ilişkinin günümüzde ortadan kalkmış olduğu düşünülebilir. Gerçekten, bütün insan dillerinin en uzak geçmişteki ortak bir kökenden kaynaklandıklarını söyleyebilir. Ama bu, soyut bir düşünce olmaktan öteye gidemez.
Bir dil ile öteki arasındaki sınırları belirlemek, Avrupa’daki ulus devletlerde görüldüğü gibi bir dil standartlaşması yoksa, daha güç bir sorun oluşturur. Sözgelimi ancak birkaç dilin ancak standartlaşmış olduğu Afrika’da birbirleriyle ilişkili dillerin lehçeleri kesin olmayan sınrıları olmayan bir süreklilik gösterir: Bu yüzden de, kaç tane Afrika dili olduğu sorusu kesin oalrak yanıtlanamaz. Nitekim bu dillerin sayısının 1.000 -2.000’in üstünde olduğu ileri sürülmektedir. Aynı biçimde, eskiden Batı Avrupa’da bir roman ve germen lehçeleri zinciri varken iletişim ve haberleşmenin gelişmesi “standart lehçeler” aracılığıyla yapılaan resmi eğitim, Avrupa’daki ulus devletlerin dilsel bütünlük sağlamalarını sağlamıştır. Radyo ve televizyon çağındaysa, Avrupa’daki herhangi bir büyük dili oluşturan lehçeler, birbirinden her zamankinden daha fazla yaklaşmıştır.
Bazı diller, milyonlarca insan tarafından konuşulur; bazılarıysa yalnızca çok küçük toplulukalrın dilidir. Sonunculara örnek olarak Kalahari çölünde yaşayan San halkının dili ya da Avustralya’daki yerli halkların dilleri gösterilebilir. Ama bu dillerde, daha yaygın diller kadar karmaşık bir yapıdadırlar; dilbilgisi sistemleri de çok karmaşık ve ayrıntılıdır.

Dünya yüzeyinde yaklaşık 6000 tane farklı dilin konuşulduğu bilim adamlarınca söyleniyor. Daha önceki zamanlarda elbette daha az dil konuşulmaktaydı. Bundan 2000 yıl önce İngilizceden, Fransızcadan bahsetmek mümkün değildi. Diller nesilden nesile değişmeden aktarılmaz. Her zaman ufak değişimler olmaktadır. Böylece diller evrim geçirirler. Bazen de insan toplumlarının hareketlerine göre yalıtık kalan, veya farklı dil konuşmak zorunda kalan toplumların dillerinin evrimi daha da hızlanır. Kısa süre içinde farklı bir dil oluşur.

Dünya üzerindeki diller yapı bakımından üçe ayrılırlar.


  • Bükünlü diller: Kelimeler cümle içinde değişik görevlere göre farklılığa uğrar. Arapça, Almanca, Latince dilleri örnek olarak gösterilebilir.
  • Eklemeli diller: Sözcükler değişikliğe uğramazlar, fakat aldıkları ön veya son eklerle farklı görevlere kulanılırlar. Türkçe, Macarca gibi diller eklemeli diller grubundadır.
  • Tek heceli diller: Sözcükler tek hecelidir, ek almazlar. Vugulama ve tonlar önemlidir. Çince tek heceli bir dildir.
Diller, sözcüklerin kökeni; gramer gibi özellikleri bakımından incelendiğinde ortak bir dilden türemiş olduğu kabul edilenler aynı dil ailesi içinde dahil edilmiştir. Genel olarak kabul edilen dil aileleri şunlardır:
  • Hint Avrupa dil ailesi
  • Hami-Sami dil ailesi
  • Ural-Altay dil ailesi
  • Çin-Tibet dil ailesi
  • Bantu dil ailesi
  • Kafkas dil ailesi
Hint Avrupa dil ailesi

Hint Avrupa dil ailesi iki büyük gruba ayrılır. Asya kolu ve Avrupa kolu... Bunlardan ayrı olarak Ermenice, Yunanca ve Arnavutça da bu dil ailesindendir. Eski Anadolu dilleri (Hititçe vb.) de Hint-Avrupa dillerindendir.

Avrupa kolunda başlıca 4 grup vardır:

  • İtalik grubu: İspanyolca, Portekizce, İtalyanca, Fransızca, Rumence...
  • Germen grubu: İngilizce, Almanca, İsveççe, Danca, Felemenkçe...
  • Slav grubu: Rusça, Bulgarca, Sırpça, Boşnakça, Lehçe...
  • Kelt grubu: İrlanda dili, Gal dili...

Asya kolu Hint grubu ve İran grubu olmak üzere ikiye ayrılır.
Hint kolunda Hindistan'da konuşulan bir çok dil vardır. Sansktirtçe de bu öbekte yer alır. İran kolunda Farsça, Kürtçe, Osetçe, Gorani gibi diller vardır. İrani dillerden Farsça, Kürtçe ve Zazaca'nın bazı sözcüklerini karşılaştıralım:

Türkçe Zazaca Kürtçe Farsça
göz çım çav çeşm
kaş buri bıru ebru
kol bazi bask bazu
isim name nav nam
yapmak kerdene kırın kerden

Hint Avrupa ailesinde bulunan dillerin aynı kökten gelmiş olmaları neredeyse kesin gibidir. Çeşitli karşılaştırmalar bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İlk Hint Avrupa dilinin Kafkasya bölgesinde konuşulduğu sanılmaktadır. Doğu ve Batı öbeği olarak yaklaşık 5500 yıl önce ayrışmaya başladığı söylenmekle beraber başka görüşler de vardır.
Hint Avrupa dillerinden bazılarının sayılara verilen isimleri karşılaştıracak olursak hepsinin ortak yanını görebiliriz.

türkçe: bir iki üç dört beş altı
italyanca: uno due tre quattro cinque sei
ispanyolca: uno dos tres cuatro cinco seis
franszıca: un deux trois quatre cinq six
ingilizce: one two three four five six
almanca: eins zwei drei vier fünf sechs
yunanca: ena tio tria tesera pende eksi
sanskritçe: eka dva tri catur panca sas
kürtçe: yek du se çar penç şeş
farsça: yek du seh cahar panc şaş

Ural Altay dil ailesi

Ural grubunda Macarca, Fince ve Samoyetçe vardır.
Altay grubunda ise Türki diller ve Moğaolca ile beraber kesin olmamakla birlikte Japonca ve Korece de vardır. Bu dil ailesinin ortak kökenden gelme olasılığı Hint Avrupa dil ailesine göre daha düşüktür.
Altay dillerinin karşılaştırmalı sözcük çalışmalarından pek fazla sonuç alınamamaktadır. Aynı anlama gelen sözcüklerin fonetik benzerlikleri pek yoktur. Fakat bu diller gramer olarak benzeşmektedir.

Türkçenin lehçesi kabul edilen fakat esasında ayrı bir dil olan Çuvaşça ve YakutçaTürkçe'ye en yakın dildir. Moğolca ve Türkçe arasındaki ilişki bu diller sayesinde anlaşılır.

Türki diller şu şekilde sıralanır:
Oğuz grubu: Türkiye Tükçesi, Azerice, Türkmence...
Uygur grubu: Uygurca, Özbekçe...
Kıpçak grubu: Tatarca, Kazakça, Kırgızca, Kırım-Tatarcası...

Farklı lehçelerden örnekler:
türkçe: Atın yürüyüşleri için hangi sözler var?
azerice: Atın yerişi üçün hansı sözler bar?
türkmence: Atın yörüşleri turında nindi süzler bar?
kazakça: Atın' cürisin sıypattaydın kanday sözler bar?
kırgızca: Attım cürüşü cönündö kanday atayın terimder bar?
özbekçe: Atnın' yürişleri üçün kanday sözler bar?
uygurca: Atnın' mengiş ve yörigişleri toğısında kandak atamlarılar bar?

Türkiye türkçesine en yakın lehçe Azeri kehçesidir. Diğer lehçeler bazen hiç anlaşılmaz. Hatta farklı bir dil zannedilebilir. Fakat bütün gramer kuralları neredeyse aynı olduğundan ve sözcüklerin çoğu ortak kökenli olduğundan farklı bir lehçe çok kısa sürede öğrenilebilir.

Hami Sami Dil Ailesi

Bu dil ailesinin üç öbeği vardır:
  • Sami dilleri (semitik diller): Arapça, İbranice, Aramca...
  • Mısır dilleri: Eski Mısır dili, Kıpti dili...
  • Berberi dilleri
Bu diller de diğer diller gibi çeşitli şekilde evrimleşerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bilinmeyen bir geçmişte (tahminen 5000-7000 yıl önce) bu diller, (en azından semitik diller) tek bir dil halindeydi. Arapça ve İbranice yoktu.

Arapça ve İranice'nin bazı kelimeleri karşılaştırılırsa fonetik benzerlik kolaylıkla görülebilir:
Türkçe Arapça İbranice
oğul ibn bin
alem 'alem 'olem
göz 'ayn 'ayin
barış selam şalom
ben ene eni
yıl sene şene
üç selase şloşe
dört erba'a erba'a
beş xamse xamişe

Kafkas Dil Ailesi

Güney Kafkas grubu: Gürcüce, Lazca, Megrelce...
Kuzeybatı grubu: Abhazca, Adige dili, Kabardey dili...
Kuzeydoğu grubu: Çeçence, İnguşça

Bir karşılaştırma:

türkçe lazca megrelce gürcüce
bir ar arti enti
iki jur jiri ori
üç sum sum sami
dört ot'xo ot'xo ot'xo
beş xut' xut' xut'

Dillerin çeşitliliği ve yakınlığı-akrabalığı konusuna bilimsel yaklaşmak gerekir. Resmi ideolojiler veya çeşitli dogmalar bilimsellik kaygısı tanımadan kendilerince bir şeyler uydururlar fakat bunların bilimsel bir değeri yoktur. Dillerin akrabalığında alınacak kıstaslar gramer, sentaks gibi genel yapılar ile temel sözcüklerin fonetik-morfolojik olarak benzeşmesi gibi kıstaslardır. Karşılaştırılacak sözcükler en az değişme ihtimali olan ve başka dillerden gelme olasılığı zayıf olan sözcüklerden seçilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder